- Sende mi? dedi.
Şaşırdım, ne yanlış yaptım ki? Sonra açıkladı,
- Yalandan kandillerle Müslümanların kafası karıştırılıyor. Oysa Kuran tek bir kutsal gecenin varlığından söz eder ki, o da kadir gecesidir.
Şaşkınlığım hepten arttı,
- Yani böyle bir kutsal gece yok mu?
- Hayır yok! Kıymet bilen kulları için Allah’ın bütün geceleri kutsal değil midir?
Hikmet ağabeyin yanından biraz sarsılmış olarak ayrıldığımı söylemeliyim. Yok öyle mi?
Belleğimde tazeliğini hâlâ koruyan eski bir bilgi ayağa kalkıyor,
“ Din bir aldatmacadır.”
*
Akşam yemeği sonrası her kandil olduğu gibi ailecek Dedeye gittik. Kızım ve eşim gecenin şerefine başlarını örtmüşler, mutfakta kandil simidi ve çay. Benim aklımdan kandiller gelip geçiyor, yalandan kandiller. Dede dua ederken düşünüyorum, bilmiyor mu acaba..?
Bilmez olur mu, adım gibi eminim bildiğine. Peki bu gerçeklerden niye hiç söz etmiyor? Hadi söz etmiyor, bu abartıya niçin destek veriyor?
Hikmet ağabeyin doğru söylediğinden şüphem olmamakla birlikte eve dönünce ilk işim kitapları ve kandilleri karıştırmak oldu.
“ Kandil tabiri, bu gecelerin Osmanlılarda II. Selim döneminden (1566-1574) başlayarak minarelerde kandil yakılarak duyurulmasından kaynaklanır. Hicretten üç yüz yıl sonra 922 de ilk kez Mısır’da Mevlit kandili, dört yüz yıl sonra da Kudüs’te Miraç, Berat ve Regaip geceleri kutlanmaya başlandı. İslam alimleri, Kadir gecesi dışındaki gecelerin kutsallığı konusunda ne Kuran’da ne hadislerde kesin bir bilgi olmadığını, bu kabullerin uydurma olduğunu ileri sürerek karşı çıktılar ise de önüne geçemediler ve kutlamalar bütün İslam dünyasına yayıldı.” 1
Yukarıdaki alıntıyı bir ansiklopediden almıştım ve güvenemedim. Sakın yalan yanlış söylüyor olmasınlar? Diyanet İşleri Başkanlığına ve sayın Kamil Miras’a güvenirim. Bir de onlara sorayım;
“Umdetü’l Kârî’de beyan olunduğuna göre, Şabanın on beşinci gecesinin kutsallığına ait uydurma Abbasiler zamanında ortaya çıkmıştır. İbn-i Dihye’ye göre bu âdeti ilk uyduran Bermekiyye mensuplarından Yahya bin Halit’dir. Bermekiler Mecusi imiş. O gece yemek sofralarını çıra ve mumlarla süslerlermiş. Bu Mecusi âdetini Müslümanlığa da sokmuşlardır.” 2
Hikmet ağabey haklıymış. Berat gecesi olarak kutladığımız şabanın on beşinci gecesi, yalandan bir geceymiş meğer.
Gece yarısını geçe bir çay daha, artık bu gece meselesini çözmeden uyku bana haram!
*
“ Dinlensinler diye geceyi karanlık ve çalışsınlar diye gündüzü aydınlık kıldığımızı görmediler mi? İman eden bir kavim için elbette bunda birçok ibretler vardır. Neml 27/86”
Gece olunca yatıp uyumamızdan da belli ki geceler uyuyup dinlenmemiz içindir, bunda şüphe yok!
Peki sadece uyumamız için mi? Kuran hayır diyor,
“ Hepsi bir değildir; kitap ehli içinde doğru yolda olan bir topluluk vardır ki, geceleri secdeye kapanarak Allah’ın ayetlerini okurlar. Al-i İmran 3/113”
Ve Kuran gecelerin sadece uyku için yaratılmadığını Peygamberine özel olarak ayrıca hatırlatmaktadır,
“ Ey örtüsüne bürünen! Birazı hariç, geceleri kalkıp Allah’ı an. Gecenin yarısı kadarında, yahut istersen biraz daha azında. Şüphesiz geceler, düşünmek için daha elverişlidir. Müzemmil 73/1”
“ Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus olmak üzere Allah’ı an. Böylece Rabbinin seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin. İsra 17/79”
Tevrat’sa Haz. Davud’un ilahilerinde bu geceleri şöyle anlatır;
“ Bana öğüt veren Rabbi takdis ederim. Evet, geceleyin gönlüm bana öğretir. Mezmurlar I : 16 / 7”
“ Gündüz Rabb’in nimetleri gelir ve Allah’a dua geceleyin benimledir. Mezmurlar II : 42 / 8”
“ Yatağımda seni andığım ve gece nöbetlerinde derin derin seni düşündüğüm zaman, Mezmurlar II : 63 / 5”
Ya Haz. İsa’nın İncil’deki geceleri?
“ Ve İsa halkı salıverdikten sonra dua etmek için dağa çıktı. Akşam olduğunda, orada yalnız başına idi. Ve gecenin dördüncü nöbetinde… Matta, 14 / 23”
“ O gece İsa şakirtlerine dedi ; Canım çok kederlidir, benimle kalıp uyanık durun. Ve biraz ilerde yere kapanıp duaya başladı. Sonra şakirtlerine döndü ve onları uykuda buldu ve dedi; Benimle biraz uyanık kalamadınız mı? Gerçi, beden zayıftır. Sonra tekrar dua etti ve döndüğünde onları yine uykuda buldu, gözleri ağırlaşmıştı. Ve İsa, üçüncü defa duasına döndü. Matta, 26 / 36”
Dinlerdeki kutsal gecelerin sırrı galiba bu ifadelerin arkasında saklanıyor.
*
Diğer yalandan geceler nasıl kutlanmaya başladı bilmiyorum ama, Kuran kendi bildirdiği Kadir gecesini şu cümlelerle anlatır,
“Apaçık olan Kitaba ant olsun ki, Biz Kuran’ı mübarek gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır. Duhan 44/2”
“ Biz o Kuran’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Kadir 97/1”
Kuran o gece hangi gecedir belli bir vakit bildirmez ve Müslümanlar merak ederler, o gece hangi ayın hangi gecesidir? Şüphesiz Peygamber bilir.
Ebu Said-i Hudri anlatıyor;
“ Bir sene, oruç ayının ortalarında Peygamber ile birlikte itikafa çekilmiştik. Yirminci günün sabahı çıktı ve bize bir konuşma yaptı. Sonra buyurdular ki ; - Kadir gecesi bana gösterildi, sonra da unutturuldu. O gecenin sabahında kendimi su ve balçık içinde secde eder buldum. Şimdi, benimle birlikte başlayanlar yine itikafa dönsünler, buyurdu.” 3
“ Bir sene, oruç ayının ortalarında Peygamber ile birlikte itikafa çekilmiştik. Yirminci günün sabahı çıktı ve bize bir konuşma yaptı. Sonra buyurdular ki ; - Kadir gecesi bana gösterildi, sonra da unutturuldu. O gecenin sabahında kendimi su ve balçık içinde secde eder buldum. Şimdi, benimle birlikte başlayanlar yine itikafa dönsünler, buyurdu.” 3
Evet ama, itikafa çekilen Peygamber neden dışarı çıkmış olabilir? Aynı hadisin başka bir anlatımında bunun sebebi anlaşılır. İki Müslüman mescidin önünde kavga etmeye başlamışlardır ve bunu duyan Peygamber üzülüp rahatsız olmuştur.
Ubade bin es’ Samit anlatıyor;
“ Peygamber mescitte itikafta iken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Bunun üzerine ; - Ben size Kadir gecesini anlatmak istiyordum. Ancak falan ile filan kavga ettiler de unuttum. Belki de hakkınızda bu daha hayırlıdır. Artık siz Kadir gecesini, yirmiden sonraki yedinci, dokuzuncu veya beşinci gecelerde arayınız! buyurdu.” 4
“ Peygamber mescitte itikafta iken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Bunun üzerine ; - Ben size Kadir gecesini anlatmak istiyordum. Ancak falan ile filan kavga ettiler de unuttum. Belki de hakkınızda bu daha hayırlıdır. Artık siz Kadir gecesini, yirmiden sonraki yedinci, dokuzuncu veya beşinci gecelerde arayınız! buyurdu.” 4
Okuduğum hadis Peygamberin Kadir gecesi hakkında,“ unuttum” dediğini bildirir. Savaş meydanlarında ve en güç anlarda orduları idare eden bir anlayışın iki kişinin tartışması nedeniyle böyle mühim bir haberi unutacağına inanılabilir mi? Galiba pek uzak bir ihtimal olarak görüldüğü içindir ki bu ifade diğer hadiste “unutturuldu” şeklindedir.
Bu, “unuttum” veya “unutturuldu” anlaşmazlığının oldukça eskilere dayandığı anlaşılıyor. Buhariyi dilimize çeviren Ahmed Naim bu tartışmayı şu cümlelerle noktalar;
Bu, “unuttum” veya “unutturuldu” anlaşmazlığının oldukça eskilere dayandığı anlaşılıyor. Buhariyi dilimize çeviren Ahmed Naim bu tartışmayı şu cümlelerle noktalar;
“ Peygamberin bu meselede unutabileceğini kabul ederseniz, diğer dini konularda da bazı şeyleri unutmuş olabileceğini kabul etmek icap eder. Böyle bir kabul de, Onun tek ve en önemli görevi olan Peygamberlik tanımına ters düşer. Söylenmesi gereken şeyleri unutmuş olması mümkün değildir. O bir insan olarak unutacak olsaydı bile, söylenmesi istenseydi Allah tarafından Ona hatırlatılırdı.” 5
Peygamberin ilk hadisteki bir cümlesi de bu yorumu doğrular gibidir, “ Belki de hakkınızda bu daha hayırlıdır.”
Peygamber Kadir gecesinin hangi gece olduğunu unutmuş olmakla birlikte hepten sessiz kalmış da değildir. İşte o gece ile ilgili olarak verdiği ip uçları, hem de ne kadar çok!
“ Siz Kadir gecesini yirmiden sonraki tek gecelerde arayınız.” 6
“ Kadir gecesini, ya yirmi bir, ya yirmi üç, ya da yirmi beşinci gecelerde arayınız.” 7
“ O gece, Ramazanın yirmi dokuzuncu gecesindedir. Veya yirmi üçüncü gecesinde, veya yirmi üçünden sonraki yedi gecenin herhangi birinde.” 8
Mesele biraz karışık gibidir. Daha doğrusu, her önemli sözü iyice anlaşılsın diye üç kere tekrar etmek alışkanlığında olduğu halde, Peygamber tarafından bile bile özellikle karıştırılıyor gibidir. Aşağıdaki alıntılar bu karışıklığın tarihteki şahididir.
“ Bu nedenledir ki, ilim adamları Kadir gecesinin hangi gece olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Ramazanın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 27, 29 veya 30’u olduğunu söyleyenler vardır. Ramazanın bütün gecelerinde aranmalıdır diyenler de vardır. Bütün bir yılın herhangi bir gecesinde olduğu da iddia edilmiştir. Bu konudaki görüşlerin sayısı 44’ü bulur. Birbirine benzeyen görüşler bir edilse bile, 25 farklı görüş olduğu bildiriliyor.” 9
Bu arayışın sadece sonraki yıllarda değil, bizzat Peygamber hayatta iken de çok önemsendiği aşağıdaki hatıradan anlaşılıyor.
“ Peygamberin ashabından bazılarına, Kadir gecesinin yirmi ile yirmi yedinci geceler arasında olduğu gösterildi. Bunun üzerine Peygamber; Görüyorum ki, rüyalarınız ayın yirmisi ile yirmi yedinci geceleri arasında birleşiyor. Şu halde, onu o günlerde arayınız, buyurdu.” 10
Arkadaşlarının rüyaları onu ile on beşi arasında yoğunlaşsaydı Peygamber ne derdi acaba? Hadisin ekinde Peygamberden sonra dile getirilen farklı yorumlardan birkaçı veriliyor,
“Hanefi itikadınca, Kadir gecesinin senenin bütün aylarında dönüp durduğu ifade edilmektedir. İmam Ebu Hanife’nin görüşü ; Kadir gecesinin bir takım hikmetlere binaen Allah tarafından örtülmüş olmasıdır. Nitekim bir beyitte; Ey efendi! niçin Kadir gecesinin alametlerinden bahsediyorsun? Eğer zamanın kıymetini bilirsen her gece Kadir gecesidir denilerek bu hakikate işaret edilmiştir.
Cenab-ı Hak, bazı şeyleri bazı nedenlerle gizledi. Kadir gecesini de senenin bütün gecelerinde gizlemiştir ki, insanlar her geceyi değerli bilsinler. Bu izahımızı, İbn-i Farız Hazretlerinin bir beyti ile noktalıyoruz.
Birlikte olunduğu zaman nasıl ki bütün günler Cumadır,
Hakkın tecelli edip yaklaştığı bütün geceler de Kadir gecesidir.”
Cenab-ı Hak, bazı şeyleri bazı nedenlerle gizledi. Kadir gecesini de senenin bütün gecelerinde gizlemiştir ki, insanlar her geceyi değerli bilsinler. Bu izahımızı, İbn-i Farız Hazretlerinin bir beyti ile noktalıyoruz.
Birlikte olunduğu zaman nasıl ki bütün günler Cumadır,
Hakkın tecelli edip yaklaştığı bütün geceler de Kadir gecesidir.”
" Birisi Übeyy bin Kâb’a soruyor,
Abdullah bin Mesut, bütün bir yıl her gece ibadet eden bir kimsenin, Kadir gecesine tesadüf edebileceğini söylüyormuş ne dersiniz?
Übeyy bin Kâb şöyle cevap verir,
Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Peygamberin bize ibadet etmeyi emrettiği gecedir. O gece de, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir. Bunun belirtisi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır." 11
Abdullah bin Mesut, bütün bir yıl her gece ibadet eden bir kimsenin, Kadir gecesine tesadüf edebileceğini söylüyormuş ne dersiniz?
Übeyy bin Kâb şöyle cevap verir,
Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Peygamberin bize ibadet etmeyi emrettiği gecedir. O gece de, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir. Bunun belirtisi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır." 11
Peygamberin iki dostu ve iki farklı görüş! Hangisi doğru söylüyor?
Haz. Kâb, “söylüyormuş” ifadesinden Abdullah bin Mesut’un bu sözü soran için söylemediğini anlamış, ona anlayabileceği sözler söylemektedir. Oysa ki Abdullah bin Mesut’un söylediği gerçeği Übeyy bin Kâb’ın da bildiği, hadisin devamına eklediği garip cümleden anlaşılır.
Haz. Kâb, “söylüyormuş” ifadesinden Abdullah bin Mesut’un bu sözü soran için söylemediğini anlamış, ona anlayabileceği sözler söylemektedir. Oysa ki Abdullah bin Mesut’un söylediği gerçeği Übeyy bin Kâb’ın da bildiği, hadisin devamına eklediği garip cümleden anlaşılır.
Bunun belirtisi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır.
Bu ışınsız beyaz güneş; parlaklığıyla göz kamaştırmayan, sabah doğarken tüm çevresiyle olduğu gibi görünen, yani gerçekliğinden şüphe edilmeyen bir bilginin doğuşunu mu anlatıyordu?
Bu ışınsız beyaz güneş; parlaklığıyla göz kamaştırmayan, sabah doğarken tüm çevresiyle olduğu gibi görünen, yani gerçekliğinden şüphe edilmeyen bir bilginin doğuşunu mu anlatıyordu?
Evet, bu bilgi insanın kendi varlığının nedenlerini kavrayabilmesi, nedenlerin sonsuzluğunda su ve topraktan ibaret bir çamur haline gelmesiydi.
Gerçeği gördükten sonra inkar etmek olur mu? Ancak kimileri Peygamberin su ve balçık içinde nereye secde ettiğini hâlâ anlamaz, hayali yağmurlar yağdırarak ille de burnuna çamur bulaştırmak isterler.
Gerçeği gördükten sonra inkar etmek olur mu? Ancak kimileri Peygamberin su ve balçık içinde nereye secde ettiğini hâlâ anlamaz, hayali yağmurlar yağdırarak ille de burnuna çamur bulaştırmak isterler.
*
Sonuç olarak öyle anlaşılıyor ki, kadir gecesi kadri kıymeti bilinen her gecedir. Kim bilir, belki Peygamber de böyle anlatmayı düşünüyordu ama, münakaşa edenleri görünce vazgeçti. Hatırladı ki insanlar zayıftır, ne dünyadan ne de nefislerinden vazgeçemez, her gecenin kadrini bilmeye güç yetiremezler.
Belki de bu zayıflığımız nedeniyledir ki uyuyarak geçirdiğimiz gecelerimiz affedilmiş, yılın bir gecesine, hâttâ ömrümüzün bir gecesine bile razı olunmuştur. Yeter ki hatırlayalım, sadece bir gece, sadece bir kere olsa bile!
Belki de bu zayıflığımız nedeniyledir ki uyuyarak geçirdiğimiz gecelerimiz affedilmiş, yılın bir gecesine, hâttâ ömrümüzün bir gecesine bile razı olunmuştur. Yeter ki hatırlayalım, sadece bir gece, sadece bir kere olsa bile!
Şimdi bu konuya ışık tutacağını sandığım iki önemli hadisi daha aktarmak isterim.
“ Peygambere, Kadir gecesi Ramazanın neresinde? diye sorulmuştu. Ramazanın tamamında! diye cevap verdi.” 12
Sadece Ramazanın tamamında mı? Hayır, Peygamber bu gecenin her gece olabileceğini başka bir hadiste bakın nasıl anlatıyor;
“ Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, Rabbimiz bilemediğimiz bir halde her gece dünya semasına inerek buyurur ki; Hani kim bana dua eder ki onun duasını kabul edeyim, kim benden bir şey ister ki istediğini vereyim, kim benden affedilmeyi ister ki onu affedeyim!” 13
Doğru ya! Allah, kadir gecesinde indirdim dediği Kuran’ı bir gecede mi indirdi ki? Evet, o gece bir ömürdür.
*
Dede! Peygamberin hangi gün doğduğunun bilinmediğini biliyorsun, doğum günü diye kutladığımız 12 nisan pazartesi gününün aslında ölüm tarihi olduğunu da biliyorsun. Buna rağmen bunlardan hiç söz etmiyor, hasta hâlinle o yalandan gecelerde herkesten fazla çırpınıyorsun. Neden..?
Anladım! Bırak Peygamberin doğum günü diye kutladığımız yalandan kandilleri, herkesin doğum gününü kandil yapsak da yılın üç yüz altmış beş gününü kandillerle donatsak yine sesin çıkmayacak. Biliyorum içinde gizli bir ümit...
Belki bir gece, gecelerden bir gece...
Haklısın, belli mi olur..?
*
İster belli bir gecede, isterse bütün gecelerde. Sonuçta tek bir gece! Kadri bilinen bir gece. Varlığın, yaratılışın ve yaşamın büyük gerçeğini bir geceye sığdırabilmek gerçekten mümkün müdür?
Dedeye göre mümkündür ve çaresi dünyadan beklediğimiz şeylerin fazlasından vazgeçebilmektir.
Dedeye göre mümkündür ve çaresi dünyadan beklediğimiz şeylerin fazlasından vazgeçebilmektir.
İyi de eksiğin fazlanın belli bir ölçüsü var mı? Size göre fazla olan bana göre eksik olabilir. Bilirsiniz Erenlere sormuşlar;
- Zekatın ölçüsü nedir? Cevabı şudur;
- Size göre kırkta biri, bize göre hepsi!
- Zekatın ölçüsü nedir? Cevabı şudur;
- Size göre kırkta biri, bize göre hepsi!
Pek azı müstesna, insanların bir derviş gibi olamayacakları kesindir. Çünkü insan dünyayı sever ve vazgeçmesi zordur. Haz. İsa’nın bu konuda bir hatırası var ve İncil şöyle anlatıyor;
“ Bir adam İsa’ya gelip,
- Muallim! Ebedi hayata kavuşmak için nasıl bir iyilik yapayım ? diye sordu. İsa dedi,
- İyilikler bellidir, emirleri tut. Adam,
- Hangilerini ? dedi. İsa da,
- Katletme, zina etme, çalma, yalan söyleme, anana babana hürmet et ve komşunu sev! dedi. O yine,
- Bunları yaparım, daha ne yapayım ? dedi. İsa,
- Eğer kamil olmak istersen, git neyin varsa fakirlere dağıt ve benimle gel, dedi. Adam bunu duyunca üzülerek geri dönüp gitti, çünkü çok malı vardı. Matta 19/16”
Ve sakın bu soruyu Peygambere veya yakın dostlarına sormaya da niyetlenmeyin, kaldıramayabilirsiniz. Çünkü verecekleri cevap şudur;
“ Yarın için yiyecek bir şeyi olan zengindir.” 14
“ Yarın için yiyecek bir şeyi olan zengindir.” 14
*
Peki, başka nedir o gece Allah için yapabileceğimiz ?
İlim olabilir mi, okumak, öğrenmek? Evet, ilim peygamberlerin bıraktıkları tek miras olması nedeniyle önemlidir. Bilenlerle bilmeyenler de bir değil, bu da doğru! Fakat yeter mi?
İlim olabilir mi, okumak, öğrenmek? Evet, ilim peygamberlerin bıraktıkları tek miras olması nedeniyle önemlidir. Bilenlerle bilmeyenler de bir değil, bu da doğru! Fakat yeter mi?
Peygamber şöyle dua edermiş;
“ Allah’ım, huşu duymaz bir kalpten, dinlenmeyen bir duadan, doymak bilmeyen bir nefisten, faydası olmayan bir ilimden, bu dört şeyden sana sığınırım.” 15
“ Allah’ım, huşu duymaz bir kalpten, dinlenmeyen bir duadan, doymak bilmeyen bir nefisten, faydası olmayan bir ilimden, bu dört şeyden sana sığınırım.” 15
Bu da başka bir sözü;
“ Kim âlim geçinmek, tartışmak ve halkın dikkatini kendine çekmek gibi maksatlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar.” 16
“ Kim âlim geçinmek, tartışmak ve halkın dikkatini kendine çekmek gibi maksatlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar.” 16
Esasen o gece lazım olan ilim olsaydı, âlimlerin hepsi cennette olurdu öyle değil mi? Fakat öyle değildir. Allah’ın bizim ilmimize ihtiyacı yoktur. Nitekim Hızır’ın Haz. Musa’ya sözünü hatırlarsınız,
“ Ey Musa! İşte, senin ilminle benim ilmim, Allah’ın ilmini bu serçenin denizden eksilttiği bir yudum su kadar bile eksiltmez.”
“ Ey Musa! İşte, senin ilminle benim ilmim, Allah’ın ilmini bu serçenin denizden eksilttiği bir yudum su kadar bile eksiltmez.”
Anlaşıldı ki o gece için ilme çok ihtiyacımız yoktur! Peki ya ibadete, namaza, oruca?
Belki evet! Ancak oruç tutacak isek son Peygamberin şu uyarısını bilmeliyiz;
“ Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah o kimsenin yiyip içmeyi bırakmasına hiç kıymet vermez.” 17
“ Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah o kimsenin yiyip içmeyi bırakmasına hiç kıymet vermez.” 17
Eğer o gece namaz kılacak isek yine bilmeliyiz ki;
“ Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarından habersizdirler. Riyaya sapmışlardır ve iyiliğe engel olurlar. Maun 107/4”
“ Vay haline o namaz kılanların ki, namazlarından habersizdirler. Riyaya sapmışlardır ve iyiliğe engel olurlar. Maun 107/4”
Şu halde nedir o geceden beklenen, ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Son Peygamber bu soruya İncil’de Haz. İsa’nın da anlattığı bir benzetme ile cevap veriyor;
Son Peygamber bu soruya İncil’de Haz. İsa’nın da anlattığı bir benzetme ile cevap veriyor;
“ Kıyamet günü aziz ve celil olan Allah şöyle buyuracak;
- Ey ademoğlu! Hasta oldum da ziyaret etmedin! Kul diyecek ki;
- Ey Rabbim, Sen alemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret ederim? Allah diyecek ki;
- Hatırlamıyor musun, falan kulum hastalanmıştı da sen onu ziyaret etmedin. Eğer onu ziyaret etseydin, yanında beni bulacaktın!
Yine Allah diyecek ki;
Yine Allah diyecek ki;
- Ey ademoğlu! Senden yiyecek istedim ama sen beni doyurmadın? Kul diyecek ki;
- Ey Rabbim ben seni nasıl doyururum, sen ki alemlerin Rabbisin? Allah diyecek ki;
- Benim falan kulum senden yiyecek istemişti de sen onu doyurmadın. Bilmez misin ki eğer ona yiyecek verseydin ben onu yanımda bulacaktım.
Yine Allah diyecektir ki;
Yine Allah diyecektir ki;
- Ey Ademoğlu! Senden su istedim bana su vermedin! Kul diyecek ki;
- Ey Rabb’im, ben sana nasıl su içirebilirim, sen ki alemlerin Rabbisin? Allah diyecek ki;
- Kulum senden su istedi ve sen su vermedin. Bilmiyor musun ki eğer ona vermiş olsaydın, bana vermiş olacaktın! Matta 25/35 ” 18
*
Evet, öyle anlaşılıyor ki Allah yiyen kullarıyla doymakta, içen kullarıyla kanmakta ve sevilen kullarıyla mutlu olmaktadır. Eğer o gece bu noktadan yola çıkarsak, unutmamalı ki Allah’ın rızası çok uzakta görünmüyor. Bakın Peygamber ne diyor;
“ Güzel ahlâk sahibi, ahlâkı sayesinde namaz ve oruç sahibinin derecesine ulaşır.” 19
“ Güzel ahlâk sahibi, ahlâkı sayesinde namaz ve oruç sahibinin derecesine ulaşır.” 19
“Kıyâmet günü, müminin tartısında güzel ahlaktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah, kötü söz sahibini sevmez.” 20
“Müminler arasında imanı en güzel olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da önce ailesine hayırlı olandır.” 21
Yalanları bir yana, ben bu geceleri beğendim.
***
Dip not Eser Yazar Yayınevi / Baskı yılı Cilt Sayfa
1 Ana Britannica Ansiklopedi Ana Yayıncılık / 1988 12 506
2 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 297
3 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 319
4 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Ahmed Naim Diyanet İşleri / 1982 1 57
5 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 320
6 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 319
7 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 321
8 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 321
9 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 316
10 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 314
11 Sahih-i Müslim / Müsafırin Mürşit 2.0 CD Turan Yazılım / 1996 179 762
12 Sünen-i Ebu Davud / Salat Mürşid 2.0 CD Turan Yazılım / 1997 324 1387
13 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 4 112
14 Nevevi Riyazü’s Salihin Hasan Hüsnü Erdem Diyanet İşleri / 1979 1 537
15 Sünen-i İbn-i Mace Haydar Hatipoğlu Kahraman / 1982 1 415
16 Sünen-i İbn-i Mace Haydar Hatipoğlu Kahraman / 1982 1 418
17 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 253
18 Sahih-i Müslim / Birr Mürşit 2.0 CD Turan Yazılım / 1996 89 650
19 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 23
20 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 19
21 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 15
***
Dip not Eser Yazar Yayınevi / Baskı yılı Cilt Sayfa
1 Ana Britannica Ansiklopedi Ana Yayıncılık / 1988 12 506
2 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 297
3 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 319
4 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Ahmed Naim Diyanet İşleri / 1982 1 57
5 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 320
6 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 319
7 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 321
8 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 321
9 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 316
10 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 314
11 Sahih-i Müslim / Müsafırin Mürşit 2.0 CD Turan Yazılım / 1996 179 762
12 Sünen-i Ebu Davud / Salat Mürşid 2.0 CD Turan Yazılım / 1997 324 1387
13 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 4 112
14 Nevevi Riyazü’s Salihin Hasan Hüsnü Erdem Diyanet İşleri / 1979 1 537
15 Sünen-i İbn-i Mace Haydar Hatipoğlu Kahraman / 1982 1 415
16 Sünen-i İbn-i Mace Haydar Hatipoğlu Kahraman / 1982 1 418
17 Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Z.Zebidi - Kamil Miras Diyanet İşleri / 1982 6 253
18 Sahih-i Müslim / Birr Mürşit 2.0 CD Turan Yazılım / 1996 89 650
19 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 23
20 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 19
21 Seçme Hadisler Kurul Diyanet İşleri / Sayı :125 Tek kitap 15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder